Popliteal arter, dizin arkasında yer alan ve bacaklara kan taşıyan önemli bir arterdir. Tarihçesi çok eskilere dayanan bu damar, Milattan önce 1550'li yıllarda uygarlık tarihinde çeşitli medeniyetler tarafından da tanınmış ve popliteal arter hastalığı ile ilgili kayıtlar tutulmuştur. Bu hastalık, genellikle bacak atardamarlarında daralma ve tıkanmaya bağlı olarak ortaya çıkar ve özellikle yürüyüş sırasında ve ilerleyen zamanlarda dinlenme halinde bile bacaklarda ağrı ve kramplar ile kendini gösterir.

Popliteal arter, kalpten pompalanan kanı taşıyan arterlerin bir parçasıdır. Bu arterler, beynin, kasların, kolların, bacakların, akciğerlerin ve derinin yanı sıra, karının iç kısmında bulunan tüm organlara, karaciğer, mide, bağırsaklar, böbrekler ve dalak gibi dokulara oksijen sağlar. Popliteal arter, bacaklardaki ana arterlerden biridir ve bu bölgedeki tıkanmalar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Popliteal arter hastalığı, arter duvarında kolesterol birikimi sonucu damarların daralması ve bu daralmanın sonucunda damarın beslediği bölgeye yeterince kan gitmemesi durumudur. Bu hastalık genellikle aşağıdaki durumlar ile ilişkilidir:

Damarların içinde oluşan daralmalar, genellikle pıhtı önleyici ilaçlar ile tedavi edilir. Aspirin ve benzeri ilaçlar bu tedavi sürecinde sıklıkla kullanılır. Bazı hastalar sakinleştirici ilaçlara da ihtiyaç duyabilir.

Popliteal arter, her iki dizin arka kısmında yer alan üç ana arterden biridir. Şeker hastalarında bu bölgede tıkanma daha sık görülür. Bu tıkanmalar istirahat ağrısı, ayak parmaklarında yara veya kangren gibi ciddi belirtilere yol açabilir. Ancak bu tıkanmalar genellikle yavaş gelişir ve semptomlar hastadan hastaya değişir.

Popliteal damar hastalığında tedavi olarak damar sertliği sorunları üzerine yoğunlaşılır. Bu tedavi sürecinde hastanın ek olarak kalp ve beyin damar tıkanıklıkları da incelenir ve gerekirse tedavi şekli belirlenir. Bu sayede hastaların büyük bir bölümü sağlıklı ve konforlu bir yaşam sürdürebilir.

Popliteal arter tedavisi sırasında, damar genişletilirken veya verilen ilaçlara bağlı olarak kalp hızı ve kan basıncı düşebilir. Ancak bu durum genellikle bir sorun oluşturmadan düzeltilebilir. Damar duvarından parça veya pıhtı koparak başka damar bölgelerine ulaşabilir ve bu bölgeleri tıkayabilir. Bu nedenle boyun damarının genişletilmesi sırasında bazen beyinde felç riski oluşabilir. Tedavi sürecinde damarda yırtılma ve delinme yaşanmaz, fakat bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Ayrıca ilaçlara bağlı olarak çeşitli alerjik reaksiyonlar oluşabilir, fakat bu durum diğer ilaçlar ile kontrol altına alınabilir.